Harika bir cilt için kanıtlanmış 11 ipucu

Yıllara meydan okuyan taze ve canlı bir cilde sahip olmak
için bilmeniz gerekenleri araştırdık. Sizce de kendinizi şımartmanın zamanı
gelmedi mi? İşte kanıtlanmış 11 öneri.

Cildinizi bir tabloyu
saklar gibi muhafaza etmek kolay bir iş değil. Kırışıklıklar, güneşin zararlı
ışınları, kuruluk, tahriş ve istenmeyen tüylere karşı sürekli savaşmalısınız.
İyi haber hayat boyunca 1000 kere yeni cilt katmanı üretiyor olmanız. Böylece
cildinizin pürüzsüz ve parlak olabilmesi için elinize birçok şans geçmiş
oluyor.

Size yardımcı olmak için yapılan son araştırmaları inceledik,
birçok dermatoloji uzmanı ile görüştük. Sonuç olarak ortaya 11 mükemmel ipucu
çıktı:

1) BOŞVER GİTSİN

Eğer kullandığınız bakım ürünleri
cildinize iyi gelmiyorsa boş yere para harcıyorsunuz demektir. “Bir ürünün aktif
bileşenlerinin yararlarına kendini hapsederek o nemlendiricinin peşinden koşma”
diyor Amerikan Kozmetik Dermatoloji ve Estetik Cerrahi Uzmanları Birliği Başkanı
Ranella Hirsch. Yumuşak ve esnek bir cilt için, hiyaluronik asit veya gliserin
içeren losyon kullanmalısınız.

2) KIRMIZIDAN YANA OL

Yakın
zamanda İngilizler tarafından yapılan bir araştırmaya göre, günde beş çorba
kaşığı domates püresi yiyen denekler, yemeyenlere oranla daha hafif güneş
yanıklarına maruz kaldı. Araştırmacılara göre domateste bulunan doğal ve güçlü
bir antioksidan olan likopen, kalkan görevi yaparak bizi güneşten koruyor
(ipucu: Domatesleri pişirmek vücut tarafından besleyici maddelerin daha kolay
emilmesini sağlar). Favori domatesli yemeğinizden yemeniz için güzel bir neden
daha sunuyoruz ancak bu, SPF korumalı kreminizi bırakabileceğiniz anlamına
gelmiyor.

3) SAKİNLEŞTİRİCİ HAP AL

Daha fazla
endişelenmeniz anlamına gelmiyor ancak stres gerçekten cilt rengini bozabiliyor.
İngiltere’deki Manchester Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, denekleri,
birçoğumuz için yapılması çok zor olan bir stres testine tabi tutmuş: Seyirci
önünde konuşma yapmak. Konuşma öncesinde ve sonrasında, katılımcıların
kalçalarından deri örnekleri alınmış ve hücresel faaliyetler karşılaştırılmış.
Gergin ciltteki bağışıklık sistemi düzenleyici hücrelerde, yüzde 16,4 oranında
düşüş saptanmış. Diğer bir araştırmada ise stresin akneleri kötüleştirdiği
kanıtlandı. Eğer çok baskı altında hissediyorsanız, cildinize daha çok özen
göstermelisiniz.

4) KIZARTMALARI UNUT

Bir grup araştırmacı,
12 hafta boyunca akneli cilde sahip 23 kişiyi yüksek protein-düşük glisemik
indeks diyetine tabi tuttu. Sonucu tahmin edin bakalım. Ciltlerindeki akne
sorunu çok daha iyiye gitti. Deneklerin yüzde 22’sinde daha az lekelenme
görüldü. Yüksek-karbonhidrat diyeti uygulayanlarda ise bu oran yüzde 14’te kaldı
(Bonus: Düşük-karbonhidrat diyeti uygulayanların hepsi kilo verdi!).
Araştırmacılar kilo kaybının mı yoksa diyetsel değişikliğin mi buna yardımcı
olduğunu kesin söyleyemese de, görünen o ki beslenme, cilt yapısında çok önemli
bir rol oynuyor. Yağsız proteinden bol bol tüketirken, yüksek glisemik indeksli
besinleri azaltın (örneğin nişastalı kızartmalar ve şekerlemeler).

5)
DUŞ EN YAKIN ARKADAŞIN OLSUN

“Terlediğimiz zaman vücut daha fazla
sebum (yağlı gözenek-tıkayıcı salgı) üretir”, diyor Dermatoloji Uzmanı Audrey
Kunin. Öğle vakti yapılan bir antrenmandan sonra sakın duştan kaçmaya
çalışmayın. Bakteriler ter ve yağdan beslenmeye bayılır. Eğer duş almazsanız
onlara eşsiz bir ziyafet sunmuş olursunuz. Terlemeye neden olan her etkinlikten
sonra kendinizi soğuk su ve yağ temizleyici glikolik ya da salisilik asit içeren
bir duş jeline teslim edin. Biz Fa’nın “White Tea and Bamboo” duş jelini
öneriyoruz.

6) BOŞA PARA HARCAMA

Mükemmel Cildin Yeni
Bilimi kitabının yazarı Fotobiyoloji Uzmanı Daniel B.Yarosh’a göre: “Süslü püslü
bileşenlerden oluşan pahalı yüz temizleyicilerine servet harcamaya gerek yok.
Onlar bir dakikadan daha az süre cildinde kalıyor ve bu kadar kısa süre içinde
doğru düzgün çalışmaları mümkün değil.” Bazı fiyatı yüksek temizleyiciler, cilt
yüzeyinde tahrişe neden olabiliyor. İşe ucuz yüz temizleyicilerini deneyerek
başlayın. Her ikisinin de kir, yağ ve ölü deri hücrelerini cildin doğal yağ
dengesini bozmadan temizlediğini göreceksiniz.

7) DUDAKLARINI
KORU

UV ışınlarına karşı koruyucu içeren dudak kreminden
bahsediyoruz, koyu kırmızı ve yapış yapış dudak parlatıcısından değil. Dudaklar,
göz çevresi ve göğsün üst bölümü gibi vücuttaki en ince deri tabakasına
sahiptir. Dolayısıyla ekstra korumaya ihtiyaç duyar. Amerikan Dermatolojik
Cerrahi Birliği’nin yaptığı bir araştırmada katılımcıların sadece yüzde 47’sinin
UV koruyucu içeren dudak kremi kullandığını saptamış. Bu kötü haber çünkü Teksas
Üniversitesi Güneybatı Tıp Merkezi Dermatoloji uzmanlarından Erin Welch’e göre
dudaklardan kaynaklanan cilt kanseri tipi yayılma riski en yüksek olanı. Blistex
gibi UV koruyucu içeren bir dudak kremi kullanarak dudaklarınızı
korumalısınız.

8) ÇITIRDAT

Organik ürünler satan bir
markete giderek alışveriş sepetini araştırmalarla cildi koruyup yeniden
yapılandırdığı kanıtlanmış meyve ve sebzelerle doldurabilirsiniz. Her gün A ve C
vitaminleri (her ikisi de antioksidan özelliği taşır) içeren yiyecekleri
tüketmeye çalışın. Özellikle seçmenizi tavsiye ettiklerimiz: Lifli yeşillikler,
turunçgiller (özellikle portakal), böğürtlen, çilek, dolmalık renkli
biberler.

9) ŞİMDİDEN YAŞLANMA KARŞITI ÜRÜN KULLAN!

İlk kaz
ayaklarının göz çevresinde oluşmasını beklemeden küçük bir tüp yaşlanma karşıtı
bakım ürünü edinin. “Hamile ve emziren kadınlar hariç, 20’li yaşlarındaki hemen
hemen her kadın lokal olarak retinoid kullanıyor olmalı” diyor New York’taki
Mount Sinai Tıp Okulu Dermatoloji Uzmanı Doçent Francesca Fusco. Nedenini ise
söyle anlatıyor: Retinoidler, A vitamini içeren bileşenler, cildi güneşin
zararlarından korur ve yaşlanma belirtilerini önler. Hirsch’e göre “Bunlar cilt
yenilenmesini, cansız gözenek tıkayıcı hücrelerin dökülmesini sağlayarak
hızlandırıyor ve kırışıklıkları önlemek için kolajen yapımını arttırıyor”.
Doktorunuzdan retinoid içeren bir ürün vermesini isteyin ya da reçetesiz satılan
Roc Retinol Actif Pure Kırışık Önleyici, Nemlendirici Gece Bakım ürününü
deneyebilirsiniz.

10) SOYA SÜTÜ İÇ

Kırışıklıklardan
şikâyetçiyseniz, süt başınıza daha fazla bela açabilir. Yapılan üç büyük
araştırma sonuçlarına göre fazla süt tüketen ergenlik çağındaki gençlerin akne
problemlerinin arttığı saptanmış. İnek sütünde doğal olarak üreyen hormonların
suçlu olabileceğini söyleyen araştırmacılar, 20’li ve 30’lu yaşlardaki
kadınların da aynı şekilde bu hormonlara duyarlı olduklarını sözlerine
ekliyor.
“Eğer süt içmeyi çok seviyorsanız ve sivilce probleminiz varsa sütü
azaltmanın faydasını görürsünüz” diyor bu konudaki araştırmaların öncülüğünü
yapan Onkoloji Uzmanı Clement Adebamowo. Sözlerine şu cümleyi ekliyor: “Soya
sütü gibi alternatif süt çeşitlerini tüketin.”

11) TÜYLERLE
SAVAŞ

Tüylerden acısız kurtulma vaatleri internette dolasan para
tuzağı e-postalar ne kadar mantıklı geliyorsa, o kadar inandırıcı olabiliyor.
Ancak yapılan araştırmalara göre Eflornitin hidroklorid, reçete ile satılan
Vaniqa adıyla satışa sunulmuş kremin, çene ve üst dudak bölgesindeki tüyleri
yüzde 60 oranında azalttığı kanıtlanmış. Farklı iki araştırmada ise lazer
yöntemiyle beraber uygulandığında tek başına kullanımına oranla daha etkili
olduğu kanıtlanmış.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir