Beyinde görülmeyen tahribatlara yol açan stres, özellikle beynin hafıza ve öğrenme bölgelerindeki hücreleri öldürüyor!
Günümüzde hatta çağımızda çeşitli ve ciddi hastalıkların oluşmasına sebep olan stres, aynı zamanda tedavi sürelerinin uzamasında, kişinin kendini ruhsal olarak yorgun hissetmesinde ve sosyal ilişkilerin gerilmesinde önemli rol oynuyor.
Vücut, tehlike hissettiğinde kan şekerini yükseltir ve bazı hormonlar salgılayarak kendini tehlikelere karşı savunmak için hazır hale getirir. Bu tehlikenin fiziksel olması şart değildir, kişinin hayal ettiği, var olmayan tehlikeler de aynı kimyasal reaksiyonlara neden olabilir.
REEM Nöropsikiyatri Merkezi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz’un verdiği bilgilere göre, stres beynin olumlu düşünce döngüsünü bozar ve sorunları çözme yeteneğini zayıflatarak beyin hücrelerini azaltır.
Stres Beyin Hücrelerini Öldürüyor
Stres aşırı ve uzun süreli yaşandığında, beynin özellikle hafıza ve öğrenme bölgelerini olumsuz yönde etkileyerek buradaki aktif hücre sayısının azalmasıyla birlikte beyinde görülmeyen tahribatlara yol açabilir. Beyin strese maruz kaldığında vücut enerjiyi ve konsantrasyonu artırmak için adrenalin salgılar.
Bir kaç dakika içinde adrenalin beyni terk eder. Stres uzun süreli olursa adrenalinden daha etkili olan steroid hormonlar (kortizol gibi) salgılanmaya başlar. Bu hormonların beyni terk etme süresi adrenalinden daha uzundur ve bu dönemde kişinin bilişsel kabiliyeti azalır ve olaylara normal tepki verme yeteneğinde zayıflama görülür. Kronik stres bu hormon dengesinin bozulmasına ve normalden daha fazla sayıda beyin hücresi ölümüne neden olur. Bunun sonucu olarak kişide kavrama sorunları ve hafıza zayıflığı görülür.
Yani uzun süreli, yüksek oranda strese maruz kalan kişilerin beyinlerinde küçülme görülür. Bunun sonucunda da bilişsel yetenek zayıflar ve olaylar karşısında verilen tepkiler normalin dışına çıkarak sertleşir. Stresin beyinde yarattığı bu olumsuz etkiler kalıcı değildir, stres düzeyinin azaltılmasıyla birlikte beyin normal hacmine ve bilişsel yetenek ise stres öncesi döneme geri döner.
Anlama ve İfade Etme Yeteneğini Elimizden Alıyor
Kronik stres beyinde bulunan ve sinirler arası iletişimi sağlayan nörotransmitterlerin sayısını azaltarak kişinin anlama ve kendini ifade etme yeteneğini olumsuz şekilde etkiler.
Sinirler arası iletişim yavaşladığında konsantrasyon yavaşlar ve kısa süreli hafızada zayıflama görülür. Stresin sürekli hale gelmesi ya da beyin ön bölge duyarlılıklarının belli bir düzeyin üstünde olmasıyla sürekli işler hale gelen allostaz mekanizması, kronik hastalıkların temel nedenini oluşturur. Hangi hastalığın ortaya çıkacağını ise genetik faktörler belirler.
Beyindeki Kimsayal Dengeler Neden Bozulur?
• Depresyon
• Uyku bozuklukları
• Konsantrasyon bozuklukları
• Dalgınlık
• Karar verme yeteneğinde azalma
• Obsesif davranışlar sergileme
• Aşırı endişe ve suçluluk duygusu hissetme
Stresin Vücudumuzda Yarattığı Kimyasal Reaksiyonlar
Stres anında salgılanan adrenalin ve hormonlar kişinin fiziksel ve ruhsal halini olumsuz yönde etkiler. Stresliyken vücudumuz anlık enerji ve dayanıklılık sağlamak için beyne sinyal göndererek tehlikelere karşı duyuları hassaslaştırır, bağışıklık, büyüme ve üreme gibi gereksiz gördüğü tüm fonksiyonları kapatır ve cilt hücrelerine olan kan akışını yavaşlatarak kandaki yağ asidi ve glikoz seviyesini yükseltir.
Dr. Mehmet Yavuz, kısa süreli stresin insanlar için faydalı olabileceğini fakat uzun süreli stres altında kalmanın ruhsal ve bedensel rahatsızlıkların sebebi olabileceğini söylüyor.
Yavuz, stresi kontrol altında tutabilmenin olumlu düşünce yapısını geliştirdiğinin ve strese bağlı olarak oluşacak ciddi hastalıkların ve sağlık sorunların tetikleyicisi olarak görülmesi gerektiğinin de altını çiziyor.