![]() |
İlişkinizi uzatacak 7 heyecanlı öneri |
Aşkın ömrü kaç
yıldır bilinmez ama ilk günkü gibi sürmediğini de artık herkes biliyor. Peki aşk
bitince ilişkiyi çöpe mi atacağız? Tabiki hayır! Aşk bittiyse sevgi de mi
bitti…
Hemen paniğe gerek yok, ayların yılların hatrına
biraz daha emek harcayarak, rutinleri biraz değiştirerek, ilişkinizin ilk günkü
heyecanını yakalaması hiç de zor değil.
1- Sekste yeniliklere açık
olun
Uzun zamanlı ilişkilerde seks de zamanla aynı sebeplerin aynı
sonuçları yaratacağı döngüdeki yerini alır. Ancak böyle durumlarda hatırlamanız
gereken ayrıntı, en önemli seks organınızın beyniniz olduğu gerçeğidir!
Kendinizi yeni olasılıklara açık tutup partnerinizi de bu yenilikler için teşvik
etmelisiniz. Cinsel soğukluk kimi zaman tahrik yöntemlerini fazla
kullanamamaktan ileri gelebilir. “Hayatınızın Geri Kalanında Nasıl Muhteşem Bir
Cinsel Yaşamınız Olur?” kitabında Val Sampson, öncelikle sekse odaklanmayı ön
koşul olarak veriyor.
Günün geri kalan saatlerinde yaşadığınız saatleri
unutmalı ve sadece o an yaşadıklarınıza odaklanmalısınız. Eğer böyle yaparsanız,
beyniniz ilişkiye girmeden önce kendini bu ilişki için hazır hissetmeye
başlayacak. Mesela ona romantik notlar yazın ve cebine koyun. Cep telefonunun
telesekreterine hoş mesajlar bırakın. Ve son olarak da ilişkiye girmeden önce ne
yaptığınızı düşünün ve eğer alışkanlığınız televizyon seyretmekse o zaman bunu
değiştirin. İki kişilik yapılabilecek aktivitelerde bulunun, yürüyüşe çıkın,
bara gidip bir içki için veya sadece el ele tutuşun.
2- Zaman zaman
ayrılın!
İlişki uzmanı Philip Hodson’a göre eğer birey olarak var
olabiliyorsanız o zaman ilişkilerde yere daha sağlam basmanız
mümkün.
Farklılıklarınızı keşfedin ve onları taçlandırın. Çünkü bu sayede
birbirinize anlatacak daha çok şeyiniz olacak. Ayda en azından bir hafta sonunu
ayrı geçirin ki tekrar bir araya geldiğinizde paylaşacak anılarınız olsun. Kısa
ayrılıklarda çiftler birbirini özler ve bu özlem neden beraber olmayı
seçtiğinizi tekrar hatırlatır. Dışarı çıkın, arkadaşlarınızla zaman geçirin.
Yeni şeyler keşfedin, yalnız seyahata çıkın. Sakın “Bir elmanın iki yarısıyız.”
masalına inanmayın. Unutmayın ki, siz bir bireysiniz ve bu ilişki siz bir çilek
o da bir elma olduğu için güzel.
3- Üçüncü kişiden hoşlanmaktan
korkmayın
Bir çok insan, ilişki yaşayan insanların bir başkasından
etkilenmesini ilişki için büyük bir problem olarak görür. İlişki uzmanları bunun
öyle olmadığını söylüyor. Psikoterapist Paula Hall, karşı cinsten hoşlanmanın
insan doğasından olduğunu bu nedenle aşıksanız bile sizi etkileyebilecek üçüncü
kişiler olduğunu doğruluyor. Bu konuda önemli olan konuyla nasıl baş ettiğiniz.
Partnerinizle duygularınızı paylaşmaktan çekinmeyin. Ancak bunu duyarlı bir
biçimde yapmalısınız, çünkü konuşarak işleri olduğundan fazla büyütmeniz
kimsenin işine yaramaz.Partneriniz onu sevdiğinizi ve sadece onunla beraber
olmak istediğinizi bilsin yeter.
4- Tartışın, ama 5 dakika!
Hiç
tartışmayan çiftler olduğu mitine inanmayın. İlişkilerde tartışmalar olur ve
zaman zaman tartışılması ilişki açısından sağlıklı sonuçlar doğurur. Önemli olan
daha iyi tartışmayı öğrenmektir. Psikoterapistler bu durumda en iyi yolun
tartışmaları kısa tutmak olduğunu söylüyorlar. 5-10 dakikayı aşan tartışmalarda
bir yürüyüşe çıkmanız iyi bir fikir olabilir. Önemli olan eski defterleri
açmamaya çalışmak ve birbirinize karşı suçlayıcı olmamak. Kırgınlıklarınızı
ufakta olsa hemen söyleyip içinizden atarsanız o zaman bu kırgınlıkIar birikip
bir dağ oluşturmaz.
5- Paylaşılan hayaller,
paylaşılan bir gelecek
Uzun süreli ilişkilerde çiftler artık
birbirlerine hayallerinden fazla bahsetmiyor. Ancak ilişkide zaman zaman
ilişkide kişiler birbirlerine hayallerini sormalı ve kendi hayallerini
anlatmalı.Arabanızı bile bakıma sokuyorsunuz peki ya ilişkiniz için aynı özeni
gösteriyor musunuz? Ayda bir kendinize ve ilişkinize uzaktan bakmayı deneyin.
Neleri isteyerek yaptınız, neleri istemeden? Hangi davranışlarınız partnerinizi
de mutlu ettiği için sizin için bir zevkti? Peki ya nelere kırıldınız? İlişkiye
başladığınız zamanlarda ne hayalleriniz vardı ve şimdi neler var? Gelecek için
heyecanlanıyorsanız, bunu partnerinizle paylaşın.
6- Her şeyi ciddiye
almayın
Hayata olumlu bakmaya çalışın. Bardağı dolu tarafından görmek
ilişki içindeyken de sizi rahatlatır. Tatilde olduğunuz zamanları düşünün.
Geçtiğimiz yaz, güney sahillerinde ne güzel de anlaşıyordunuz. Peki neden? Çünkü
sıklıkla aynı fikirde oluyordunuz. Tatildeyken ‘Şimdi ne yapalım’ sorusunun
cevabı çoğunlukla ‘Sen nasıl istersen’ idi. Elbette ki bu kendi isteklerinizden
vazgeçmeniz anlamına gelmiyor. Ancak küçük anlaşmazlıkları büyük tatsızlıklara
vardırmadan çözmek sizin elinizde. Bırakın bir seferde ayakkabısını halının
üzerinde giysin. Vişne suyunu beyaz koltuğun üzerinde içsin. Akşam
seyredeceğiniz film konusunda tartışacağınıza ortak bir karara varmaya çalışın.
Siz sakin ve huzurlu davrandığınızda karşınızdakinin de size karşı davranışı
değişecektir.
7- Rol modelleri yaratın
Rol modellerine
ihtiyacı olan sadece çocuklar değildir. Yetişkinlerinde kendilerine rol
modelleri seçmeleri kimi zaman çok yararlı olacaktır. Londra Üniversitesi’nden
İlişki Uzmanı Dr. Petra Boynton, sizin ilişkiniz açısından bir rol modeli çift
belirlemenizin ne kadar önemli olabileceğine değiniyor ve “kendinize istediğiniz
herhangi bir rol modeli belirleyin ve o çiftin davranış kalıplarının size uyup
uymayacağını görün” diyor.
Rol modeli çift elbette ki ilişkiden ilişkiye
farklılık gösterecektir. Çevrenizi gözleyin. En yakın arkadaşınız ilişkilerinde
çok soğukkanlı ve ona özeniyor musunuz? Kuzeniniz kocasıyla çok yakın arkadaş,
peki bunu başarıyorlar? Çevrenizdeki olumlu olayları kendi yaşamınıza uygulamak
çoğunlukla olumlu sonuçlar doğurur. Kimbilir belki sizin ilişkinizi de kendisine
uzaktan rol modeli yapacak bir tanıdığınız vardır.